
BÖLÜM–2
Türk-İslam tarihi 751 Talas Savaşı ile başlar. Arap-Çin Savaşı olan Talas’ta Türkler Araplara yardım ettiler. Bunun sonucunda Türk-İslam yakınlaşması başladı. Önce Karluk, Yağma, Çiğil ve Basmil Türkleri İslamiyet’i seçecekler ardından da diğer bütün Türkler boylar halinde İslam dinine gireceklerdir.
İlk Türk-İslam Devleti Karahanlılar’dır. Çünkü ilk Türk-İslam Devleti tanımında sadece kuruluş tarihi öngörülmemelidir. Etnik yapı, kültürel yapı, konuşulan dil ve devlet
teşkilatının özellikleri de Türk kültürünü yansıtmalıdır. Bütün bu özellikler göz önüne alındığında tabiî ki ilk Türk-İslam Devleti Karahanlılar’dır.
TÜRK-İSLAM DEVLETLERİNDE KÜLTÜR VE MEDENİYET
1. DEVLET YÖNETİMİ
Türkler cihan hâkimiyeti mefkûresine sahip olduklarından dolayı sürekli devlet kurmuşlar ve çok geniş coğrafyalara da yayılmışlardır. Fakat ülkenin hanedanın ortak malı sayılması, boylar arası mücadele, taht
kavgaları gibi sebeplerle birçok Türk
Devleti de kısa sürede yıkılmıştır.
a) Hükümdar:
İslam öncesindeki veraset sistemi olan hükümdarlığın babadan oğla veya
herhangi bir hanedan üyesine geçişi ile kut inancı aynen devam etmiştir. Hükümdarın yasama, yürütme ve yargı yetkisi vardır.
İslami dönemde Sadece Memluklarda hükümdarlığa geliş şekli farklıydı. Güçlü olan her komutan hükümdarlığı
ele geçirebilirdi. Memluklarda bir
hanedanlık sistemi yoktu.
Türk-İslam Devletlerinde hükümdarlar Han, Hakan, Sultan, Sultan-ı azam, Sultanu’l âlem, Sultanu’l maşrik vel mağrib, Kadır, Kara, İlig, Melik,
Şahinşah ve Harzemşah gibi ünvanlar kullandılar.
Hükümdarlık alametleri ise hutbe okutmak, sikke (para) bastırmak, tuğra, nevbet (davul) çaldırmak,
sancak, taç, sorguç, taht, Tuğra, Otağ(saltanat çadırı), hilat (halifenin gönderdiği üzeri ayet işlemeli elbise) menşur (halifenin gönderdiği yazılı belge) , asa, âlem ve çetr (saltanat şemsiyesi) gibi sembollerdir.
b)Hükümet:
Hükümeti oluşturan divanlar şunlardır;
1.Divan-ı Saltanat
Büyük divandır, devlet İşlerini yürütür.
2.Divan-ı İstifa
Maliye Bakanlığıdır. Müstevfi başındaki kişidir.
3.Divan-ı Tuğra ya da Divan-ı İnşa Yazışmaları Yapan Başkanlıktır. Tuğrai başındaki kişidir.
4.Divan-ı İşraf
Genel Teftiş Bakanlığıdır. Müşrif başındaki kişidir.
5.Divan-ı Arz veya Divan-ı Ceyş
Askerlik İşleri Bakanlığıdır.
Emir-i Arz başındaki kişidir.
c) Saray:
Sultanın ve devlet çalışanlarının
bulunduğu yönetim birimidir. Saray çalışanları;
Hacip:
Divan üyeleri ile sultan arasındaki yazışmaları düzenleyen görevlilerdir. Başlarındaki kişi Hashacip’tir
Kapucubaşı:
Sarayın günlük işlerinin görülmesinden sorumlu olan kişidir.
Silahtar:
Silah imalathanesini yönetir.
Candar:
Saray muhafızlarıdır. Başlarındaki kişiye Emir-i Candar denir.
Âlem:
Bayrak demektir. Bayrakları korumakla görevli kişiye de Alemdar denir.
Cemedar:
Sultanın kıyafetlerinden sorumlu kişidir.
Emir-i Ahur:
Sultanın at ve hayvanlarından sorumlu olan kişidir.
Serhenk:
Sultanın özel korumalarıdır.
*Bütün bu saray görevlileri kapıkullarından (maaşlı askerlerden) seçilirdi.
d) Memleket Yönetimi:
Ülke eyaletlere, eyaletler vilayetlere, vilayetler kazalara, kazalar da köylere
ayrılırdı.
Eyalet è Şıhne-Amil-Muhtesip
ê
Vilayetè Amid-Amil-Muhtesip
ê
Kaza è Reis-Amil-Muhtesip
ê
Köy è İktalı sipahi
Eyalet ® Başında bulunan kişi Şıhne’dir. Eğer hükümdar soyundan bir kişi eyaletin başında ise o zaman ünvanı melik’tir.
Vilayet ve kazaların başında,
Mülki idareden sorumlu ® Amid
(vilayet amidi ve kaza amidi)
Mali işlerden sorumlu ® Amil (vilayet amili ve kaza amili)
Halk tarafından seçilen ® Reis (sadece kaza ve nahiyelerde bulunur)
Belediye işlerinden sorumlu ®
Muhtesip
Köylerde ise İktalı sipahiler bulunurdu. Bunların dışında Ulag (posta)
teşkilatında çalışan peykler, Münhi diye
anılan gizli istihbarat memurları da vardı.
2. ORDU
Büyük Selçuklu hükümdarı Sultan
Melikşah Guleman-ı Saray adlı bir ordu
kurdu. Bu orduya sultanın özel ordusu olduğundan dolayı Hassa ordusu da denir. İçinde devşirilen İranlı çocuklar da vardı. Bunlar yılda 4 kere Bistgani adlı maaş alırlardı.
Ayrıca ikta sisteminden yetiştirilen askerlerden oluşan bir Eyalet ordusu
da vardı.
İkta sistemi nedir?
Devlet belli bir arazi parçasını bir çiftçiye verir. Bu çiftçiye mukta denirdi. Mukta o araziyle hem geçimini sağlar hem de iktalı askeri beslerdi. Böylece
devlet hazineden tek kuruş para harcamadan her an savaşa hazır bir ordu bulundurur hem boş arazinin ekilip biçilmesini sağlar hem de memleketin zenginleşmesini sağlardı. İktalı asker barış zamanında da
bulunduğu bölgenin asayişini sağlardı.
*İkta sistemi hem tarım hem askerlik hem güvenlik hem de maliye ile ilgili sonuçları olan geniş kapsamlı bir sistemdir. Bu sistem Türk-islam devletlerinden Selçuklular, Gazneliler ve Karahanlılar’da uygulanmıştır.
Türklerde denizcilik ve donanma gelişmemiştir. Sebep ise denizle geç tanışma ve göçebe yaşamdır. Çünkü denizcilik belli bir yere bağlı olmayı gerektirmededir.
Donanmaya sahip olan Türk-İslam
Devletleri ise
Gazneliler ® Sultan Mahmut’un Nehir
Filosu
Anadolu Selçukluları’nda ® Süleyman
Şah’ın İznik Tersanesi
Çaka Beyin ® İlk Türk Donanması
Memluk-Mısır Türk Devleti ® Mısır
Donanması olarak sayılabilir.
3)TOPRAK YÖNETİMİ
Miri Arazi
Mülkiyeti Devlete ait olan arazi demektir. Bütün araziler Miri araziden kısımlara ayrılmışlardır. Miri arazi kısımları şunlardır;
a)Has Arazi
Buralar devlete ait olan arazilerdir.
Elde edilen gelir devlet hazinesine gider.
Hükümdar ve ailesinin de masrafları bu arazilerden sağlanırdı.
b)İkta Arazi
Buralar devlete ait olan arazilerdir.
Elde edilen geliri iktalı askere ve ikta araziyi işleyen çiftçiye verilir.
c)Vakıf Arazi
Buralar sosyal ve dini amaçlı vakıflara ait olan arazilerdir.
Elde edilen gelirlerle hanlar, kervansaraylar, camiler ve hastaneler yapılırdı.
d)Haraci Arazi
Gayr-i Müslimlerin elindeki arazilerdir. Elde edilen gelir çiftçiye aittir. Fakat vergi oranı yüksektir.
e)Mülk Arazi
Yönetim ve askerlik alanlarında başarı göstermiş olan devlet adamlarına ödül
olarak verilen arazilerdir. Sahipleri
tarafından alınıp satılabilen tek
arazilerdir.
4)HUKUK
a)Şer-İ Hukuk
Kaynağını İslam dininden alan hukuk kurallarıdır.
Boşanma, miras, hayır işleri ve vakıfların yönetimi gibi konularda geçerli olan hukuktur.
Uygulayıcısı kadı’dır. Kadı tayini Bağdat’taki Kadıl-kudat tarafından yapılırdı.
b)Örfi Hukuk
Kaynağını gelenek görenek ve sultanın emirlerinden alan hukuk kurallarıdır. İslam öncesindeki törenin devamıdır. Devlet ve halk arasındaki davalara bakan hukuk kurallarıdır.
Uygulayıcısı taşrada Naib ve inzibat memurlarıdır. Başlarındaki kişiye Emir- i Dâd denirdi. (Adalet Bakanı)
Bu iki mahkeme dışında ağır siyasi suçların görüşüldüğü Divan-ı Mezalim adlı bir yüksek mahkeme vardır. Bu mahkemeye sultan başkanlık ederdi.
5. İLİM VE EDEBİYAT
— Karahanlılar Hakaniye lehçesini oluşturdular ve kullandılar. Yazıda ise Uygur Alfabesini kullanmaya devam ettiler. Bu dönem Türk-İslam edebiyatının oluştuğu dönem oldu. Kaşgarlı Mahmut ® Divan-ı Lügati’t-
Türk. İlk Türk dünyası haritası da bu
eserdedir.
Yusuf Has Hacip ® Kutadgu Bilig
Yüknekli Edip Ahmet ® Atabetül-
Hakayık
Hoca Ahmet Yesevi ® Divan-ı Hikmet
Bu dönemin önemli yazılı eserleridir. Karahanlı Devletinin ilk Müslüman hükümdarı olan Satuk Buğra Han’ın (Abdülkerim Han) Müslüman oluşunu anlatan Satuk Buğra Han Destanı Türk-İslam edebiyatının ilk sözlü ürünüdür.
—Gazneliler döneminde Arapça ve Farsça Türkçe’den daha yaygın olarak kullanıldı.
Firdevsi Şehname adlı eserini Gazneli Mahmut’a sundu. Firdevsi bu eserinde İran ve Turan savaşlarını anlatır.
İranlılar’ı daha çok övdüğünden dolayı
Sultan Mahmut ona önceden vaat ettiği paranın tamamını ödememiştir.
—Büyük Selçuklular döneminde resmi dil Farsça oldu. Eğitim ve bilimde ise Arapça hâkimdi. Türkçe sadece orduda
ve halk arasında kullanılıyordu. Bu dönemde Ömer Hayyam Rubaileriyle, Enveri Kasideleriyle ve ünlü vezir Nizamül-Mülk de Siyasetname adlı eseriyle önemli yer tutar.
Farabi (ölüm 950) Aristo’nun bütün fikirlerini açıkladığı için 2. öğretmen
yani Muallim-i Sani ünvanı almıştır.
İbn-i Sina (ölüm 1037) tıp, mantık ve fizik alanında önemli çalışmalar yaptı. Batıda Avicenna olarak tanınır.
Sultan Alp Arslan 1066 yılında
Bağdat’ta Nizamiye Medreselerini
kurdu. Bu medrese dünyanın ilk
üniversitesidir.
Yine sözlü edebiyat olarak Danişmendnâme, Battalgazi Destanı ve Sarı Saltuk Menkıbesi önemli destanlardır.
Büyük Türkmen şairi Yunus Emre
(ölüm 1320) asırlarca erişilmesi mümkün olmayan bir edebiyat ve ahlâk kuramı geliştirmiştir.
6. GÜZEL SANATLAR VE İMAR FAALİYETLERİ
Bu dönem eserleri arasında; Çini kaplı saraylar, cami, mescid, imaret, han, türbe, kümbet, şadırvan, sebil, kale, sur, ribat(kervansaray) ve mezar sandukaları sayılabilir. Fakat daha da önemlisi bu dönemde Türkler sanat dünyasına çok önemli mimari üsluplar katmışlardır. Bunlar;
—Medrese mimarisi ® Bağdat
Nizamiye Medresesi
—Medrese-Cami mimarisi ® Sultan
Melikşah’ın İsfahan’daki Mescid-i
Camii
—Tuğla, kümbet ve çift kubbe inşaatı
® Merv’de Sultan Sencer Türbesi
gibi
—Yivli, yüksek ve ince minare tipi,
sütun, sütun başlığı, pencerelerin katlar halinde sıralanması, dikdörtgen ve beş köşeli mihraplar
Türklerin sanat dünyasına kazandırdıkları sanat üsluplarıdır.
*Türk-İslam mimarisinin en belirgin özelliği kubbe mimarisidir.
Bu dönem mimari eserleri ise;
—Mısır’da Tolunoğlu Ahmet’in yaptırdığı Toluniye Camii
_ Karahanlılar döneminde Ribat adlı
kervansaraylar, Buhara Ulu Camii
_ Gazneliler döneminde Leşker-i Bazar
adlı saray
—Büyük Selçuklular döneminde; İsfahan’da Mescid-i Cuma Merv’de Sultan Sencer Camii
Kazvin’de Haydariye Mescidi önemli eserlerdir.
—Babür hükümdarı Şah Cihan’ın eşi
Mümtaz Mahal için yaptırdığı Tac Mahal dünyanın sayılı harikalarından biri olmuştur.
*Türk-İslam sanatında resim ve heykelciliğin yasaklanması oymacılık, kakmacılık, nakkaşlık ve minyatür gibi süsleme sanatlarının gelişmesinde etkili olmuştur.
ANADOLU’DA İLK TÜRK BEYLİKLERİ
Bu beylikler 1071 Malazgirt Zaferinden
sonra kurulmuşlardır. Alp Arslan komutanlarını Anadolu’yu fethetmekle
görevlendirdi. Fethettikleri yerleri de
kendilerine ikta olarak(Kılıç hakkı) vereceğini söyledi. Bundan dolayı önde gelen komutanlar Anadolu’yu hızlı bir
şekilde fethettiler ve Anadolu’nun Türkleşmesini sağladılar. Bu komutanların ele geçirdikleri yerler şunlardır;
1.Danişmendliler
Sivas, Kayseri, Malatya, Tokat ve
Amasya civarında kuruldular.
2.Mengücekliler
Erzincan, Kemah ve Divriği’de
kuruldular.
3.Saltuklular
Erzurum, Bayburt ve Oltu civarında
kuruldular.
4.Artuklular
Hasankeyf, Harput ve Mardin civarında
kuruldular
5.Çaka
İzmir ve çevresinde kuruldu. İlk
denizci Türklerdir.
ANADOLU SELÇUKLU DEVLETİ VE İKİNCİ BEYLİKLER DÖNEMİ
1. ANADOLU SELÇUKLU DEVLETİ
Devletin kurucusu Kutalmışoğlu
Süleyman Şah’tır. (1075) Başkenti İznik’tir. Diğer hükümdarları ise sırasıyla;
- I. Kılıçarslan
- Şahin Şah
- I. Mesut
- II. Kılıçarslan
- I. Gıyaseddin Keyhüsrev
- I. İzzettin Keykavus
- I. Alaaddin Keykubat
- II. Gıyaseddin Keyhüsrev
Anadolu Selçuklu Devleti 1096–1270 yılları arası devam eden Haçlı seferlerine karşı en büyük mücadeleyi sergiledi. Anadolu Türk varlığını korudu. 1176 Miryakefalon savaşıyla da Anadolu’nun Türk yurdu olduğunu kesinleştirdiler. Fakat
1243 Kösedağ savaşında İlhanlı
Moğollarına yenildiler ve yıkılışa geçtiler. Yıkılmaları üzerine de Anadolu’da ikinci beylikler dönemi başladı.
Bu beylikler ise;
1. Osmanoğulları ® Söğüt,
Domaniç
2. Karesioğulları ® Balıkesir,
Çanakkale
3. Candaroğulları
(İsfendiyaroğulları)® Sinop,
Kastamonu, Samsun
4. Menteşeoğulları ® Muğla
5. İnançoğulları ® Denizli
6. Sahip Ata oğulları ® Denizli, Afyon
7. Karamanoğulları ® Ermenek,
Konya
8. Pervaneoğulları ® Sinop, Bafra
ve Samsun
9. Tacettinoğulları ® Niksar
(Tokat), Ordu
10. Germiyanoğulları ® Kütahya,
Denizli
11. Saruhanoğulları ® Manisa
12. Aydınoğulları ® Aydın, İzmir
13. Dulkadiroğulları ® Elbistan,
Maraş
14. Hamitoğulları ® Isparta, Eğirdir,
Antalya
15. Eşrefoğulları ® Beyşehir (Konya
civarı)
16. Ramazanoğulları ® Adana
17. Eretna Devleti ® Sivas, Kayseri
18. Kadı Burhanettin Devleti® Sivas
ANADOLU SELÇUKLU DEVLETİ VE BEYLİKLER DÖNEMİNDE KÜLTÜR VE MEDENİYET
1. DEVLET YÖNETİMİ
a) Hükümdar:
Taht yine daha önceki Türk devletlerinde olduğu gibi hanedanın ortak malı idi. Bundan dolayı sürekli taht kavgaları yaşanmıştır. Hükümdar çocuklarına Melik denirdi. Melikler sancaklarda Atabey adlı bilge hocalar tarafından eğitilirlerdi. Atabeyler de bazen meliklerin küçük yaşta olmasından yararlanarak bulundukları bölgelerde asker toplar ve bağımsızlıklarını ilan ederlerdi.
Anadolu Selçuklu Devletinde kullanılan hükümdarlık alametleri Büyük Selçuklu Devletinin kullandığı hükümdarlık alametleri ile aynıdır. Unvan olarak da Sultan, Rükneddin, Keykubat, Sultanül-Âlem, Sultan-ı Galip, Emiru’l-Müminin gibi unvanlar kullandılar. İslam öncesindeki kut inancı aynen bu dönemde de devam etmiştir.
Saray teşkilatı ise Büyük Selçuklu saray teşkilatının aynısıdır.
Hashacip, Candar, Cemedar, Silahtar gibi saray çalışanları ve görevlileri aynen Büyük Selçuklu Devletinden alınmıştır.
Hükümdar başkentte olmadığı
zaman ona Naib denen üst düzey bir devlet görevlisi vekâlet ederdi.
Divan olarak da Tuğra Divanı (yazı
işleri) Arz Divanı (ordu işleri), İstifa Divanı (maliye işleri), İşraf Divanı (teftiş işleri), Pervane Divanı (iktaların dağıtımından sorumlu bakanlık) olmak üzere 5 divan vardı.
Büyük divana ise Divan-ı Saltanat denirdi. Başında da sultan vardı ve bu divan her gün toplanırdı. Savaş ve barış kararı, büyük davalar, memleket işleri hep bu divanda görüşülürdü. Bu divana sultan, vezirler, beylerbeyi, atabeyler ve Adalet Bakanı olan Emir-i
Dad katılırdı. Bu yönüyle ilk Türk
Devletlerindeki kurultaya benzetilebilir.
Anadolu Selçukluları ülkeyi üç kısım illere ayırarak yönettiler.
1. kısım Meliklerin yönettiği iller
2. kısım Subaşıların yönettiği iller
3. kısım Uç beylerinin yönettiği iller
İllerde belediye işlerine muhtesip bakardı. Önemli şehirlerin başında ise şıhne adlı askeri valiler bulunurdu. İllerdeki adalet işlerine ise kadılar bakardı.
2. ORDU YÖNETİMİ
Büyük Selçuklu Devletinde uygulanan Gulam (Devşirme) sistemini daha da güçlendirdiler ve orduyu 3’e ayırdılar.
a.Guleman-ı Saray
Değişik milletlerden küçük yaşta satın alınan ve yetiştirilen çocuklardan oluşturulurdu. Osmanlıdaki yeniçerilere benzetilebilirler.
b.Hassa Askerleri
Başkentteki askeri garnizonlarda yaşar ve eğitim alırlardı. Üç ayda bir bistgani adlı maaş alırlardı. Savaşta hükümdarın yanında savaşırlardı.
c.Sipahiler
Kendilerine ikta arazileri tahsis edilen atlı askerlerdir. Savaş zamanında orduya katılır barış zamanında bulundukları yerlerin asayişinden sorumludurlar.
Bu üç önemli askeri birliğin dışında bağlı beylik ve devletlerden gelen askerler, ücretli askerler (Rum, Frank ve Ruslardan toplananlar), gönüllüler ve sınır boylarında savaşa hazır durumda bekleyen Türkmen Birlikleri de vardır.
Bütün bu birliklerden oluşan orduya da Emiru’l-Ümera adlı kişi komuta ederdi. Anadolu Selçuklu Devleti Büyük Selçuklulardan farklı olarak donanmaya da sahipti. Çünkü artık 3 tarafı denizle çevrili olan bir
coğrafyadadırlar. Samsun, Sinop, Kırım Suğdak, Antalya ve Alanya’da büyük ticaret limanları kurdular.
Beyliklerden ise Karesioğulları, Candaroğulları, Menteşeoğulları, Aydınoğulları ve Pervaneoğulları
denizcilikle uğraştılar.
Donanma komutanına Melikus- sevahil veya Reisu’l-Bahr denirdi.
3. HUKUK
Anadolu Selçuklu Devletinde hukuk Büyük Selçuklu Devletindeki hukuk ile aynıdır. Şer-i hukuk ve örf-i hukuk olarak ikiye ayrılır.
a)Şer-i Hukuk
—Kaynağını İslam dininden alan hukuk kurallarıdır.
—Boşanma, miras, hayır işleri ve vakıfların yönetimi gibi konularda geçerli olan hukuktur.
—Uygulayıcısı kadı’dır. Kadı tayini
Bağdat’taki Kadıl-kudat
tarafından yapılırdı.
b)Örf-i Hukuk
—Kaynağını gelenek ve göreneklerden alan hukuk kurallarıdır. İslam öncesindeki törenin devamıdır.
—Devlet ve halk arasındaki davalara bakan hukuk kurallarıdır. Uygulayıcısı taşrada Naib ve inzibat memurlarıdır. Başlarındaki kişiye Emir-i Dâd (Adalet Bakanı) denirdi. Kısacası
Anadolu Selçukluları ile Büyük Selçuklulardaki hukuk aynı özelliklere sahiptir.
4. DİN VE İNANIŞ
Selçuklular Türklüğün fetih anlayışı ve İslam’ın cihat anlayışını
birleştirerek Anadolu’yu hızla İslamlaştırdılar. Anadolu’ya pek çok cami ve medrese kazandırdılar. Bu dönemde Anadolu’ya Orta Asya’dan çok büyük Türkmen göçü yaşandı. Bu göçleri Orta Asya ereni Ahmet Yesevi teşvik etmiştir. Anadolu’da
tarikatların oluşumu da Anadolu
Selçuklu devleti ile başladı. Bunlar;
Mevlevilik: En büyük sufisi Mevlana Celalettin-i Rumi’dir (1217–1273). Yüksek tabakaya hitap eden bir tarikattır. Mevlana’nın en büyük eseri ‘Mesnevi’dir. Tarikatın kurucusu Mevlana’nın oğlu Sultan Veled’dir.
Bektaşilik: En büyük sufisi Hacı Bektaş-ı Veli’dir (1209–1271). Bu tarikat daha çok askerler arasında yaygınlık kazanmıştır.
Babailik: Baba İlyas ve sonra da Baba İshak tarafından kurulan bir tarikattır. Anadolu’daki ilk dini ve siyasi nitelikli olan 1240 Babai isyanını çıkardılar. Bu isyan Malatya,
Tokat ve Amasya’ya yayılmıştır. Etkileri de uzun süre devam etmiştir.
Ekberilik: Muhyiddin-i Arabî tarafından kurulmuştur. Vahdet-i Vücut düşüncesini savundular. Bu düşünceye göre tek varlık vardır. O da Allah’tır. Her şey Allah’ı gösterir. Anadolu’da bu tarikatların dışında halkı örgütleyen ve koruyan başka teşkilatlar da vardır. Bunlar;
Abdalan-ı Rum:
Anadolu Dervişleri Teşkilatı
Bacıyan-ı Rum:
Anadolu Kadınları Teşkilatı
Feteyan-ı Rum:
Anadolu Gençleri Teşkilatı
Gaziyan-ı Rum:
Anadolu Gazileri Teşkilatıdır
5. TOPRAK YÖNETİMİ
Anadolu Selçuklu devletindeki toprak yönetimi Büyük Selçuklu Devleti
toprak yönetimi ile tamamen aynıdır. Toprağın hepsi miri arazidir. Mülkiyeti Devlete ait olan arazi demektir. Bütün araziler Miri araziden kısımlara ayrılmışlardır. Miri arazi beş kısma ayrılır
a)Has Arazi: Buralar devlete ait olan arazilerdir. Elde edilen gelir devlet hazinesine gider. Hükümdar ve ailesinin de masrafları bu arazilerden sağlanırdı.
b)İkta Arazi: Buralar devlete ait olan arazilerdir. Elde edilen geliri iktalı askere ve ikta araziyi işleyen çiftçiye gider.
c)Vakıf Arazi: Buralar sosyal ve dini amaçlı vakıflara ait olan arazilerdir. Elde edilen gelirlerle hanlar, kervansaraylar, camiler ve hastaneler yapılırdı.
d)Haraci Arazi: Gayr-i Müslimlerin elindeki arazilerdir. Elde edilen gelir çiftçiye aittir. Fakat vergi oranı yüksektir
e)Mülk Arazi: Yönetim ve askerlik alanlarında başarı göstermiş olan devlet adamlarına ödül olarak verilen arazilerdir. Sahipleri tarafından alınıp satılabilen tek arazilerdir.
6. FİKİR, DİL VE EDEBİYAT Anadolu Selçuklu devletinde halk Türkçe konuşmakta, ilim dili olarak Arapça kullanılmakta ve edebiyat dili olarak da Farsça kullanılmaktadır. Karamanoğlu Mehmet Bey 1277 yılında Türkçe’yi resmi dil ilan etmiştir. Bu Türkçe’nin gelişmesini sağlayacaktır.
Bu dönemde çok önemli tasavvufi
fikirler ve halk edebiyatı ürünleri ortaya çıkacaktır. Bunlar;
- Mevlana: Mesnevi, Fihi Mafih,
Divan-ı Kebir ve Mektubât
- Yunus Emre: Divan, Risaletun- Nushiyye
- Gülşehri: Mantıkut Tayr (kuşların
dili) ve Garibname
- Nasrettin Hoca fıkraları
- Battalname ve Danişmendname
12. ve 13. yy.da söylenen
destanlardı.
- Hoca Dehhani: Selçuklu
Şehnamesi
- Hacı Bektaş-ı Veli: Makalat
- Germiyanlı Ahmedi: Cemşid-i
Hurşid
Bu dönemde bilimsel çalışma olarak
da;
- Caca Bey: Astronomi bilginidir.
- İbn-i Bibi: Anadolu Selçuklu tarihçisidir.
7. MİMARİ VE SANAT
Ticari, sosyal ve dini birçok eser yapılmıştır. Bu eserlerde en çok taş kullanılmıştır. Anadolu Selçukluları taş işçiliğinde çok geliştiler. Bunun
yanında çini süslemeleri de kullandılar. Çinilerde en çok bitki ve hayvan motifleri kullanılmıştır. Selçuklular iç ve dış süsleme malzemesi olarak ahşap da kullanmışlardır. Halıcılık, hat (Arapça güzel yazı yazma sanatı)
tezhip (resimlerin etrafını bir
çerçeve gibi süsleme sanatı), minyatür ve el sanatları da gelişen diğer sanat dallarıdır. Anadolu Selçukluları İslam mimarisine kümbet ve külliyeyi kazandırdılar. Kümbet devlet ve ilim adamları için yapılan anıt mezarlardır. Külliyeler ise camilerle birlikte kütüphane, medrese ve şifahane gibi eserlerin bir arada bulunduğu mimari eserler topluluğudur.
KÜMBET Saraylar
Ø Kubadabad sarayı-Anadolu
Selçukluları- Beyşehir
Ø Kubadiye sarayı- Anadolu
Selçukluları -kayseri
Ø Haydar Bey ve Hızır İlyas köşkleri
-Anadolu Selçukluları- kayseri
Camiler
Ø Konya, Malatya, Sivas ve Niğde
Ulu Camileri ® Anadolu Selçuklu
Devleti
Ø Kayseri Ulu Camii ®
Danişmendliler
Ø Divriği Ulu Camii ®
Mengücekliler
Ø Erzurum Ulu Camii ® Saltuklular
Ø Mardin Ulu Camii ® Artuklular
Medreseler
Ø Yağıbasan Medresesi ®
Danişmendliler – Tokat. Bu medrese Anadolu’daki ilk medresedir.
Ø Karatay ve İnce Minareli Medrese ® Anadolu Selçuklu Devleti – Konya
Ø Şifaiye, Buruciye, Gök Medrese,
çifte Minareli Medrese ® Anadolu
Selçuklu Devleti – Sivas
Ø Hatuniye, Hond Hatun medresesi
® Anadolu Selçuklu Devleti –
kayseri
Ø Caca Bey Medresesi ® Anadolu
Selçuklu Devleti – Kırşehir.
Anadolu’daki ilk rasathane’dir.
Külliyeler
Ø Hond Hatun Külliyesi ® Anadolu
Selçuklu Devleti – Kayseri
Ø Divriği Külliyesi ® Mengücekliler
– Divriği Sivas
Kümbetler
Ø Emir Saltuk Kümbeti ®
Saltuklular – Erzurum
Ø Melik Danişmend Gazi Kümbeti
® Danişmendliler – Kayseri
Ø Döner Kümbet ® Danişmendliler
– Kayseri
Şifahaneler
Ø Çifte Medrese, Gevher Nesibe, Gıyasiye, Keykavus, Gök Medrese Şifahaneleri ® Anadolu Selçuklu Devleti
Köprüler
Ø Malabadi Köprüsü ® Artuklular-
Batman
2006 KPSS-I
Batman yakınındaki Hasankeyf’te aşağıdakilerden hangisine ait eserler bulunmaktadır?
A) Artukoğulları
B) Germiyanoğulları C) Karamanoğulları D) Candaroğulları
E) Aydınoğulları
Cevap: A
2006 KPSS-I
I. Çini II. Taş III. Ahşap
Anadolu Selçuklu mimari yapılarının iç ve dış süslemelerinde yukarıdakilerden hangileri kullanılmıştır?
A) Yalnız I B)Yalnız II C) Yalnız III
D) I-II E) I-II-III
Cevap: E
8. SOSYAL VE EKONOMİK HAYAT Anadolu ilk olarak birinci Beylikler döneminde Türkleşmeye başladı. Türkleşmenin en hızlı olduğu dönem ise Anadolu Selçuklu Devleti dönemidir. Bu dönemde Konya, Kayseri, Sivas, Erzincan ve Niğde önemli birer kültür şehri haline geldi. Orta Asya’da Moğol istilasından kaçan Türkmenler Anadolu’nun bu önemli şehirlerine gelip yerleştiler ve Anadolu’da sosyal ve ekonomik hayatın canlanmasına sebep oldular. Halk şehirliler köylüler ve göçebeler olmak üzere 3 gruba ayrılmıştır. Şehirde yaşayan halk içinde en önemli olan sınıf ehli örf denilen devlet görevlileridir. Bunlar tahsildarlar, askerler, asayişçiler, kale erleri ve bölük zabitleri gibi devletin işleyişini sağlayan memurlardır.
Şehir halkı içinde ikinci önemli sınıf ise ehl-i ilim denilen din ve bilim adamlarının oluşturduğu sınıftır.
Bunlar, şeyhler, müderrisler, kadılar, imamlar, müezzinler ve medrese öğrencileridir. Şehirlerdeki diğer önemli bir sınıf da esnafların oluşturduğu sınıftır. Esnaf kendi arasında Ahilik teşkilatını kurmuştur.
Ahilik teşkilatı Abbasilerdeki Fütüvvet teşkilatına dayanır. Anadolu’da Ahi teşkilatının kurucusu Ahi Evran’dır. Bu teşkilat esnafın ürettiği malın kalitesini ve fiyatını denetler. Haksız rekabeti engeller, üyelerinin eğitimini sağlar, çıkarlık, kalfalık ve ustalık belgelerini verir, esnaf ve devlet arasındaki ilişkileri düzenler.
Ahi teşkilatı kesinlikle esnafların davalarına bakmaz. Bu görev kadıya aittir.
Ahi teşkilatının şeyhine Ahi Baba denirdi. Şeyhin yardımcısı olan Kethüda ise teşkilata giriş merasimlerini düzenler ve satılan mallar için narh denilen fiyatı tespit ederdi. Her esnaf muhakkak Ahi
teşkilatına üye olmak ve bu teşkilatın kurallarına uymak zorundadır.
Halkın ikinci kısmı ise sayıca en fazla olan köylüdür. Köylüler ise genelde tarım ve hayvancılıkla uğraşır ekip biçtikleri iktalı arazilerde ikta sahibinin yönetimi altında yaşarlardı.
Konargöçer göçebeler ise Batı, Güney ve Güneydoğu Anadolu’da hayvancılıkla uğraşırlardı.